5.05.2017

KADINLAR İÇİN ERKEKLERİN EN LEZZETLİ YERİ "BAŞININ ETİDİR"!..

KADINLAR İÇİN ERKEKLERİN EN LEZZETLİ YERİ: "BAŞININ ETİDİR"!..
Türkiye'de evli erkek karısından on sene önce ölüyor..
Ortalama olarak tabii..
Cümleyi tersten kuralım mı?
Kadın kısmı ortalama olarak kocalarından on sene
daha fazla yaşıyor..
Batı'da böyle on senelik fark meydana getiren,
geniş aralıklı bir hayat ortalaması yok..
Sadece Bizde var..
Demek ki bizim kadınlar daha kıyıcı..
                                        ***
Şu laf beyliktir ama tekrarlamakta hiç bir mahsur yok..
Kadının hayatı evlendiği gün başlar,
erkeğinki de nikâh masasında biter..
Ondan sonrası mı?!
Bitkisel Hayat!..
gibi bir şey yani..
Nikâh defterine imza atıp da zamanı geriye doğru saydırmaya başladın mı
bileceksin ki kurtuluşun olmayacak..
Kadın teknik olarak "başının etini yemekten" başlayıp, bütün vücut hücrelerinin birer birer hakkından gelecek evelallah..
Önce sana en masraflı işi yaptırmakla başlayacak!.. Mesela çamaşır makinesini, Bulaşık makinesini, Televizyonunu yeniletecek..
Sonra "Mehir olarak beni Hac'ca götür" diyecek.. Ardından eczaneden ilaç alma rahatlığı içinde ameliyatlarını olacak..
Ardından tatil diyecek..
Zart zurt diyecek.. Sonra da zeytinyağı gibi üste çıkarak; "Erkeği borçlandırmazsan başka kadınlara gider!" gibi sıradan bir cümle kuracak!..
Tabii köprünün altından çok sular akmadıysa!..
Atı alan Üsküdar'ı geçmediyse!..
Başının eti yenilirken erkek yuvadan uçup gitmediyse!..
Ya da öte dünyaya firar
etmediyse!..
                                             ***
"Yok daha neler.. Benim karım öyle değildir.." demeyin.. Başınıza geleceğin farkına bile varamazsınız..
Gerçi bazı belirtileri vardır ama erkek milleti nedense bunu hep hafife alır..
Evli bir kadın,
kocasını başkalarının yanında eleştirmeye başladı mı bilin ki süreç de işlemeye başlamıştır..
En hafifinden bir eleştiri;
"Bizimki çok yumuşak başlı.. Hakkını hiç
aramaz.."
türünden bir laf sokma mesela..
Hem de anında sokmalar!..
Başlangıçta dozlar hep küçüktür..
"Alışveriş yapmayı bilmez ki.. İlk gördüğünü alır.."
"Bir gün de çocuklarla o ilgilense.."
"Anasının ağzının içine bakar.."
Erkeğin bünyesi bu laf sokmalara bağışıklık kazandıkça kadının verdiği doz artar..
Kayınvalidesine dönüp;
"Oğlunla artık işim kalmadı"
gibi bir çürümüşlük içine dahi girer..
Evliliklerde "Senin için saçımı süpürge ettim.."
lafına gelindiğinde bilin ki o lafın muhatabı olan erkek, erken gidicidir..
                                             ***
Evlilik ilişkisinde erkek de kavga eder..
O da ağzına geleni söyler..
Fakat erkeğin kavga anındaki saldırıları 30 yıldır (son 3-5 yıl hariç) Kandil'e yapılan hava hücumları gibidir..
Arka arkaya beş on sorti,
ondan sonra hız kesilir..
Kadının saldırısı ise düşük yoğunlukta ve süreklidir.. Şiddet içermeyen ama insanın içine koyan beş on cümleyi her gün erkeğin bünyesine verir..
Tahribat belli olmasa da her küçük saldırıda erkek binlerce vücut hücresini kaybeder..
Orta yaşlarda günlük hücre kaybı ortalama yüz eli bin ise kadının sistemli saldırıları sayesinde bu günde iki yüz elli bin ortalamaya çıkar..
Nüfus istatistiklerimize yansıyan
"on yıllık hayat farkını"
ortaya çıkaran da bu aşırı hücre kaybıdır..
                                           ***
Televizyonlardaki evlilik programlarını izleyin..
Elli,
altmış yaş aralığındaki kadınların çoğu kocalarını öbür tarafa teslim edip öyle gelmişler Esra ile Seda'ya!..
Aynı yaş aralığında olup da eş arayan erkeklerin çoğu boşandıkları için oradalar..
Hâlâ evlenmek için programdan programa gezinmeleri ise bir önceki nikahlarında bünyelerine giren
"evlilik virüsünün"
etkisinden..
Erkeğin erken yolcu olmasına sebep olan bu virüsün diğer yan etkisi de
erkeği sersemletmesi..
Veya mevcut sersemliğini ikiye katlaması..
Erkeğin zaman zaman kendini mutlu sanması da bu sebeptendir..
Demek ki bu virüs kafa da yapıyor..
Evlilikte tartışma kaçınılmazdır..
Erkek sersem gibi bu tartışmalara dalarsa,
bünyesindeki hücre kaybı daha çok
olur..
Burada haklı olup olmamak önemli değildir..
İşin doğrusu şudur:
Erkek hatalıysa,
lafı gevelemeden bunu itiraf etmelidir..
Kadın hatalıysa erkek susmalıdır..
Bu,
"Ülke iki maddelik Anayasa ile yönetilen demokratik bir ülkedir..
Madde 1: Kral her konuda haklıdır..
Madde 2: Kralın haksız olduğu hallerde 1. Madde geçerlidir."
gibi bir durumdur!.
Bunu söylemekten dilimde tüy bitti ama tekrar etmemde  fayda var..
Evlilik ilişkisinde kadın tavuk ise erkek solucan kapasitesindedir..
Tavukla tartışan solucan hep kaybeder..
İyisi mi susup,
ömrü uzatmaya bakmalı..
Şimdiii..
Kadınla yaşamayı seçen erkek için hiç mi umut yok, diye soru sorduğunuzun farkındayım..
Söyleyeyim var.. Ama şarta bağlı tabii..
O şartları da Çin'de yaşayan bir bilge kişi belirlemiş.. Çinli bilge kişi evlenmeye niyetlenen erkeğe beş önemli tavsiyede bulunuyor..
"Bulacağın kadın hem evde marifetli olsun hem de sana kendi işinde yardım
edebilsin..
Aynı zamanda kendisi de zengin olsun.."
"Bulacağın kadın esprili,
şakacı,
gülmeyi ve güldürmeyi bilen biri olsun.."
"Bulacağın kadın güvenilir olmalı ve yalan söylememeli.."
"Bulacağın kadın özel hayatta da iyi olmalı..
Bunu sevmeli.."
"Bulacağın bu dört kadın birbirini tanımamalı.."
Ne öğrendik şu anada kadar?
Biiir..
Ya doğru seçimler yapıp,
seçtiğin kadınları yüz yüze
getirmeyeceksin..
İkiii..
İmkansızlıktan veya yeteneksizlikten tek seçenekte kalmışsan,
tartışmayacaksın..Çin'li Bilgen'in unuttuğu bir şey var sanırım;
Erkek,
karısına
"Balım",
kadın da kocasına,
"Bal Küpüm" diyorsa mesele hallolmuştur..
                                           ***
Erkeğin kadınla tartışma kapasitesi sınırlı olduğundan bu tür zorlamalar aşırı hücre kaybına sebep olur.. Kadında ise bu yetenek sınırsızdır..
Çünkü kadının basen'i erkeğinkinden daha
yağlıdır..
Aynı yağ devenin hörgücünde de vardır..
Deve bu sayede on dokuz gün su içmeden çölde yürüyebilir..
Kadın da o yağ sayesinde çıkan bir kavgayı,
hiç yorulmadan,
o yağdan beslenerek günlerce sürdürebilir..
Anladınız mı şimdi?
Kadınlar için erkeğin en lezzetli yeri: "BAŞININ ETİDİR" vesselam..
Hayırlı cumalar diliyorum..
05 MAYIS 2017 CUMA



Hiç yorum yok:

Blog Arşivi

Etiketler