NEİL
AMSTRONG VE GURBET!.. Neil AMSTRONG and Abroad!..
Çocukluğumdan
beri derinden etkilendiğim sırlı bir kelimeydi gurbet. Hep uzakları ve uzak
olanı anlatan, hep ulaşılmazı bana fısıldayan, büyüklerimin ve özellikle de
annemin bir şarkı sözünden esinlenip ama aynı zamanda da yüreğinde hissedip “
ben gurbette değilim ama gurbet benim içimde” dediği ve bugüne kadar sadece 20bin kelimelik büyük
türkçe sözlüklerde bulabildiğiniz esrarengiz lafz.
Zira
küçüklüğümde her büyüğün ağzına pelesenk olmuş bu kelimeyi bir gün cümle içinde
kullanabilecek miyim heyecanıyla yaşadım durdum. Çünkü söylediklerine göre
herkes ve hepimiz gurbetteydik. Köyümüze 19 kilometre uzakta olan şehir
gurbetti, amcamın hayatını kazanmak için gittiği İstanbul gurbetti, Avrupa ise gurbetten
öte bir şey, “Neil Armstrong” demek feza demek uzay demekti.
Hayatı
anlamaya çalıştıkça ve büyüdükçe zamanın kullanıp atılan ama kullanmasan da
attığın kullanım ömrü pek de kısa olan bir tüketim aracı olduğunu gördüm. Tüm
anılarını senden çalan zaman aslında herkesin gurbetini eline veriyordu. Oysa
ne de sıradan ve adî bir kelime olmuştu herkesin ağzında ‘biz
gurbetteyiz’,’sevdiklerimiz gurbette’. Hayır , ne sevdiklerimiz ne bizler ne
sevenlerimiz gurbetteydik. Gurbet bizi
bir yerlere savuran zamanın kendisiydi.
Üniversite
yıllarından beri dost ve kardeş bildiğim insanlardan bir şekilde ayrılmak
zorunda kaldım. Kardeşim, annem, babam, dostlarım… firak olan aslında
mesafelerimiz değil sadece zamanın bize biçtiği rolleri başka sahnelerde başka
yerlerde oynamaktı. Tüm sevdiklerim bir bir ayrıldığım zamanın derinliklerinde
bir yerlerde kaldılar. Bizim gurbetimiz işte yaşadığımız bugündür.
Oysa
ki çocukluğumun gurbeti erişilir, ulaşılabilir kişiler ve mesafelerdi.
Ayrılırken arkasından veya önünden ağladıklarımız sadece anlık tepkiler
kalirken, yokluklarının açtığı gedik hep içimizde kalmıştı. Aynı vefat gibiydi.
Mefta olan yakınımızdan sadece ayrılırken ağlariz. Çünkü hem mefta hem
ayrıldıklarımız zamanın içinde bizden uzaklaşır. Uzaklaştıkça hem biz hem onlar
gurbet oluruz. Gurbet bir çocuğun dağlar arkasındaki yetişkinliği ve bir yaşlı
adamın hiç ayrılamadığı sevgilisi gibi insanın içinde yanar durur. Bir çocuğun
hep ümidi ve bir yaşlının hep özlemidir hiç dinmeyen ve belki bir gün dedirten,
pişmanlıkları dizginleyen…
Aslında
yanıldığımız nokta bazen gelişen teknolojiyle anında birbirimize ulaşabilmemiz.
İnsan ruhunun kandırmacası.. çok sık yazışma çok sık konuşma ve görüşmeler
bizim gurbet acımızı katlayan sahte plastik çikolatalar gibi dokunmakdan ve
hissetmekten bizi alıkoyan antidepresan ilaçlarıdır. İki insanın cam
kavanozlarda birbirine konuşması gibi.. Görsen de dokunamazsın ruhsuzdurlar.
Sanki rüya görürsün uyanmak istemez, dokunmak istersin ama acı olanı da
uyanacağını bilmendir. Ve hep tekrar uykuya dalmak ve hep yeniden o rüyayı
görmek için çabalar durursun. Ama ne senin şu an gördüğün ve özlemini duyduğun
şahıs aynı şahıştır ne de mekan. Çünkü sen artık paylaşamadığın ama hep içinde
kıvranıp duran zamanın sana sunduğu gurbetindeki aynı şahsı görmek istersin de
kabul etmek istemezsin. Çünkü seni eskilere, anılara, hatıralara götüren
zihnin, bunu sana reva gören gurbetin işbirlikçisidir. Sen eskisen de yaşlansan
da zihnin her gün gurbet yasar ve boşlukta sürekli uzaklaşır. İşte gurbetin en acı
yanı görsen de dokunamamandır. Hal bu iken zaman herşeyin ilacı olmadığı gibi
herşeyin de katmerli zehridir. Ama bu zehri sigara nefesi tadıyla aldığımız
için anlık tadlar alsak da uzun vadede elimizde ve gönlümüzde geri gelmez bir
gurbet acısı yaşarız.
Gurbet,
içimizdeki saf kişiliğimizden uzaklaşma ve zamanın yıpratıcılığına karşı ona
özlem duymamızın adıdır. Gurbet mekanın doğurduğu değil zamanın ürettiği bir
yalnızlıktan ibarettir..Hayırlı cumalar diliyorum..02 EKİM 2015 CUMA
%%%%%%%%%%%%%%%%%%%
Neil
AMSTRONG and Abroad!..
I
was deeply moved by words since childhood, was a glazed homesickness.
Describing the always distant and remote, always whispering to me unreachable,
inspired by great my and especially from a song my mother but feel also in his heart,
"I'm not abroad but homesickness in me," said and mysterious words
that you can find so far only 20 thousand word major Turkish dictionaries.
Because
my childhood was balm to the mouth of every great if I can use that word in a
sentence I stopped one day I had the thrill. According to tell everyone and we
were all because of homesickness. City 19 kilometers away from our village who
had gone abroad, my uncle went to earn a living in Istanbul was far, far out of
something that is beyond Europe, "Neil Armstrong" say say say space
space..
***
I
saw're working to understand the lives and grows when the use disposable but
not use that much in that short lifetime means that you take a consumer. All
the memories you gave when you actually played into the hands of everyone
homesickness. But what also became a common and ordinary words in the mouth of
everyone 'we are abroad,' 'loved ones abroad'. No, what we are what our loved
ones who loved what we were homesickness. Homesickness was hurled us into a
place of their own time.
I
was somehow forced to leave the friendly and brotherly people I know since my
college years. My brother, my mom, my dad, my friends ... Our distance actually
reap the Firak us not only the roles played in other places at other times the
scene was. I'd like all remained somewhere in the depths of a one when I leave.
Our job was homesickness that we live today.
***
However,
my childhood homesickness is accessible, approachable person and they were
away. Leaving behind or in front of the only ones crying instant responses,
while at the breach caused the absence remained always within us. It was like
death. We just leave our close meshed with the mef. Because both away from us
in time and what we leave in MEFs. We were both farther and they homesickness.
Homesickness adulthood behind the mountains as a child and an elderly man ever
since in people leave the beloved stops. A child is always hope and an old
longing never ending and always makes us say that maybe one day, the reins of
regret ...
In
fact, we can reach the point we were wrong for each other, sometimes instantly
with evolving technology. Deception of the human spirit .. very often talk very
often correspondence and interviews are antidepressant medication prevents us
from feeling like a fake plastic dokunmakd and bitter chocolate which doubled
our homesickness. Like two people speaking in two glass jars .. you get in
touch if you are soulless. You do not want to wake up to see if the dream, you
want to touch, but also to wake up and know that pain. And you always stop to
fall back to sleep, and you always strive to see that dream again. But when you
hear your party is the same person you see now and aspirations nor space.
Because you no longer want to see the same person she always can not help but
share in the fixed time writhing in foreign lands where you do not want to
accept the offer. Because for you, old, memories, memories that lead to the
mind is that you rev collaborators who homesickness. You eskisındı the law
every day in age, Hansen is constantly out in the space of the mind and
homesickness. That's the most painful homesickness well, maybe you also tap
AmAmAndIr. Hal things such as whether the drug while all this is that when
stratified poison. But this poison we had in our hands and our hearts in a
foreign land suffering in the long run if we do not come back for an instant
taste the taste of the cigarette breath we take.
***
Homesickness,
away from our house is the name of our pure personality and her longing to hear
the scarcity of time. Ibarettir..hayırl a loneliness that produces it is not
born of homesickness and diliyorum..02 place Friday FRIDAY OCTOBER 2015


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder