1993’den bu yana periyodik aralıklarla yurtdışına gidip geliyorum..
Avrupa’nın değişik kentlerinde yaşayan
gurbetçilerimize yol göstermesi için önemli hissettiğim bir konuyu yazayım
istedim bugün..
Hemen bütün kentlerine uğradım yıllardır..
Şimdi de daha dar bir çerçeve ile sınırlı
da olsa yine de genel anlamda görüşüyorum kardeşlerimle..
Onlarla birlikte genelde şahit olduğum,
Onların yaşadıklarını içimde hissetmenin
verdiği bir duygu ile ortaya çıkan bir takım hususları bu haftaki yazımda
paylaşmak istedim..
Malum yavaş yavaş havalar ısınıyor,
vatan hasreti gidermeye,
memleket ve aile ziyaretleri yapmaya
başlayacaksınız..
Her zaman söylediğim gibi,
lütfen bu ziyaretleri sadece toprak
ziyareti, memleket hasreti olmaktan çıkarın artık..
Ailevi sorunlarınız,
çocuklarınızın sıkıntıları ve iç
dünyanızdaki sorunlarla baş etmeye dönük terapiler için de zaman ayırın lütfen..
***
Niye mi?
Hemen anlatayım..
Yurtdışında yaşayan tanıdığım bir dostum,
bir baba birkaç hafta önce telefonla
arayarak, Türkiye’ye/Afyon’a geleceğini ve oğlunu benimle acilen görüştürmek
istediğini söylemişti..
Geçen hafta içinde geldiler ve oğullarıyla
görüştüm..
13 yaşında hareketli görünümlü bu çocuk son
zamanlarda abartı korkular geliştirmiş, takıntılar hayatının her yanını
kuşatmaya başlamıştı..
Ders notları son derece düşmüştü..
Okul yöneticileri ve aile,
çocuğun zekâ seviyesine uygun bir başka
okula gönderilmesi gerektiğini düşünüyorlardı.. Özellikle gymnasium (Almanya’da
ve diğer Avrupa ülkelerinde en başarılı çocukların gittiği okul)’a gitmesini
istedikleri çocuklarının,
haupshule hatta daha alt seviyede okullara
yönlendirildiğini,
bu şekilde giderse iyi bir üniversiteye
gidip doktor olamayacağını söylüyordu sevgili dostum..
Din Görevlisi olmamız hasebiyle buna benzer
sorunları yaşayan çok dostumuzla görüşmelerimiz oluyor..
Özellikle de Avrupa’nin hemen hemen tüm
kentlerini uzun yıllar bilvesile dolaştığım için tanıdığım o kadar çok dostum
var ki,
buradan;
bu köşeden hepsine de en derin saygı ve
selamlarımı sunuyorum..
Hepsinin de Ramazan aylarını tebrik
ediyorum..
Bu sebepten dolayı ailelerle görüşüyoruz,
çocuklarla görüşüyoruz,
Sorunlarına bir nebze de olsa çözüm bulmaya
çalışıyoruz..
Belki diplomalı psikolog ya da pedegog
değilim ama insan yaşadıkça ve bu tür sorunlarla karşılaştıkça Diplomasız
Psikolog ve Pedegog olup çıkıveriyor!..
Entegrasyon başta olmak üzere zaman zaman
bir araya geldiğimiz Avrupalı dostlarımızla da oradaki soydaşlarımızın
çocuklarının sorunlarını her fırsatta değerlendiriyoruz..
Sağ olsun oradaki okul idarecileri bizim bu
tavsiyelerimizi dikkate alıyorlar;
ya da aldıklarına inanıyorum..
***
Çocukların istidatlarına daha uygun
okullara yönlendirildiklerini gördüğümüzde de elbette o ailelerden daha çok biz
mutlu oluyoruz..
Böylece aslında çocuğun gelecekteki meslek
hayatını da kurtarmış oluyoruz..
O değerli dostuma çocuğun eğitimi hakkında
bilgilendirme yaptım,
delikanlıyla verimli ders çalışma
teknikleri konusunda dilim döndüğünce bir şeyler anlattım,
mutlu bir şekilde gittiler..
***
Gurbetçilerimiz için yerli terapi şart
bence!.
Yerli Terapi ifadesini bilerek
kullanıyorum..
Açıklayınca eminim ki siz de bana hak
vereceksiniz..
Çünkü içinde bulunduğunuz ülkenin uzmanları
sizinle aynı dil ve aynı dini paylaşmadığında, kültürler tam olarak
buluşmadığında,
yardım ve destek adına yapılan çalışmalar
ne kadar iyi niyetli olursa olsun,
bir yanı eksik olarak ilerleyecektir..
Psikolojik destek çalışmaları,
her ne kadar evrensel çalışmalar gibi
görünse de,
yardım eden uzmanın dini,
dili ve yaşam biçimi,
hizmet verdiği kişinin inanç sistemiyle
yeterince örtüşmediğinde,
danışanlar umdukları faydayı
bulamayabiliyor..
Mesela bizim insanımız evladını kendi dini
hassasiyetleriyle yetiştirmek istiyor..
Doğal olarak haram içeren durum ve
nesnelerden (alkol, esrar, zina... vs.) uzak durmasını istiyor..
Bu tür sorunları için yurtdışında uzmanlara
başvurduklarında,
uzmanların kendilerini anlamadığını,
onların hassasiyeti hakkında önyargılı
davrandıklarını,
hatta dini değerleri nedeniyle
eleştirildiklerini söylüyorlar..
Veya dil sorunu nedeniyle,
-ki bence en önemli sorun budur-
içinde bulundukları durumu tam olarak
anlatamadıklarını,
uzmanının elinden geldiğince yardım
etmesine rağmen,
söylenenleri anlamamasından kaynaklanan
sorunlar yaşadıklarını bildiriyorlar..
***
Özellikle evlilik terapileri için geçerli
başka bir örnek vererek konumuzu daha anlaşılır hale getirelim...
Bizdeki aile kavramıyla,
onlardaki aile kavramı birbirine tam
oturmuyor anlaşılan..
Kadın,
eşinin kendisini aldatmasından rahatsız
olduğunu söylediğinde,
uzmanın,
“sen de kendine bir erkek arkadaş
bulabilirsin, böylece yalnız kalmazsın...”
Şeklindeki iyi niyetli önerisinin,
kendisindeki dini veya yaşamsal değerlerle
uygun olmadığı için,
belirli bir terapi sürecinden sonra işlerin
düğümlenmeye başladığını ve terapinin artık fayda vermediğini belirtiyorlar..
Hangi yıldı tam olarak hatırlamıyorum ama
İstanbul-Amsterdam arası uçarken hemen yanımdaki koltuklarda outran bir çift
adayı vardı..
Konuşurken aksanlarından erkeğin
Hollanda’lı ama Flamanca konuşmasına ragmen aksanından kızın da Türk olduğunu
farkettim..
Den Haag’da bir üniversitede öğretim
görevlisi erkeğe öürencisi Konya’lı Nuray’ın aşık olduğunu farkettim..
Kültür farklılığı nedeniyle
anlaşamayacaklarını anlatmaya çalıştığımda,
Kız anlamak istemedi önce..
“Okuldan bir kız arkadaşının ya da bir iş
arkadaşının ya da başka bir öğrencisinin bu Hoca ile başbaşa bir gün geçirmek
isteiği” örneğini verdiğimde kızın,
“Kesinlikle böyle bir şey yapamayacağını
hatta yapmayacağını söylediği zaman öğretim görevlisinin o anda ağzından çıkan,
(Ne münasebet ben isteğim arkadaşımla
birlikte vakit geçirebilirim anlamında)
“Saçmalık!”
sözüne ben şaşırmamıştım ama Konya’lı
kızımız çok bozulmuştu!..
Bozulmuştu ama yine de devam ettirme
yönünde ve meyilinde olduğunu farketmiştim..
***
Terapi ve psikolojik destek süreci
evrenseldir!.
Evlilik ilişkileri,
evliliğin mahrem yanları için de o kadar
çok sayıda başvuru var ki uzmanlara,
inanılır gibi değil!..
Bizim dini değerlerimizi bilmeyen yabancı
uzmanlar,
dini hassasiyetlerle yaşanması gereken
mahrem hayatlara yeterince yardım edemiyorlar, edemezler de zaten..
Onların önerdiği şey bizim için haram
olunca işler zorlaşıyor..
Bu tıpkı şuna benzer:
Müslüman olan ülkemizde faiz milletimiz
arasında gayri meşrudur,
Çünkü İslam’da faiz haramdır..
Ancak Laik olan Devletimizde faiz
meşrudur!.
Çözümü kim üretecek?
Devlet mi?!..İslam mı?!..
Aslında ne kadar zor değil mi?.
***
Yardım almaya gidiyorsunuz;
fakat uzmanınızla ortak değerleriniz veya
ortak kültürünüz olmayınca kilitlenip kalıyorsunuz!.
Bana kalırsa terapi ve psikolojik destek
süreci evrenseldir!.
Genel geçer doğruları vardır..
Uzmanlar,
kendi yaşam biçimlerini temsil etmese de
diğer inanç sistemleri hakkında bilgi sahibi olup, gelen danışanına içsel
değerleriyle çatışmayan yardımı yapabilmelidir..
Ama kültür farklı olunca niyet iyiyse bile,
psikolojik destek yarım kalıyor sanki..
***
Ülkemize geldiğinizde,
sadece memleket,
köy,
beş yıldızlı otel için zaman ayarlamayın..
Mutlaka çocuklarımızın bu psikolojik tıkanıklıklarını açacak uzmanlara da
uğrayın.. Eşinizle yaşadığınız evlilik problemleri,
kızınızın erkek arkadaş sorunu,
oğlunuzun ders seçimi,
çocuğunuzun anlama/algılama güçlüğü,
cinsel yaşantınızdaki sorunlar,
çocuklarınıza kazandıramadığınızı düşündüğünüz genel yaşam kuralları,
eğitim hatalarınızın telafi yolları,
kayınvalide/elti sorunları,
iş ve meslek hayatınızdaki motivasyonsuzluk...
vs..
Aklınıza ne geliyorsa,
her ne türlü sorun yaşıyorsanız,
tatil öncesi çok belirgin probleminiz
olmasa bile mutlaka Türkiye’de konunun uzmanlarına da uğrayın!..
Sadece dişlerinizi yaptırmayın,
İşlerinize de zaman ayırın..
Bakın bugün Ramazan’ın ikinci günündeyiz..
İstanbul’a ilk geldiğinizde aklınıza
Ramazan Çadırları gelmesin..
Mutlaka oralara da uğrayın ama öncelikli
işleriniz olsun..
Mesela benim İsviçre’de outran çok sevdiğim
dostlarım var,
İstanbul’a sık sık her geldiklerinde
buluşmaya çalışırız..
Sağolsunlar hepsi de çok değerli insanlar
ama hele bir arkadaşımın benimle ne kadar da terapi olduğunu söylemesi benim
için de apayrı bir gurur vesilesi..
Onun için,
özellikle de geçmişimizden aldığımız bir
takım Milli ve Dini Reflekslerimizi geleceğe taşırken mutlaka muhtaç olduğumuz
çocuklarımızın manevi ihtiyaçlarının cevaplarını bulmaya çalışalım..
Hızlandırılmış aile terapileri,
hızlandırılmış mahremiyet içerikli
bilgiler, hızlandırılmış eğitim programlarıyla çok verimli psikolojik destek
hizmeti alıp gidebilirsiniz..
Yakınlarınızı,
memleketinizi görüp mutlu olmanızın
yanında, cebinizde sağlıklı bilgilerle eve gitmenin yerini hangi tatil
tutabilir?!.
Üstelik uzman sizin dilinizden anlıyor...
Sizin değerlerinizi hissedebiliyorsa...
Ramazanımız ve Cumamız mübarek olsun
inşaallah..
Daha sağlıklı günler diliyorum..
19 HAZİRAN 2015 CUMA


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder